Psikoloji

İletişim mi, Anlaşılmak mı?

İletişim mi, Anlaşılmak mı? İlişkilerde Gerçek Bağ Kurmak

Psikolojik Danışman Ebru Yağanoğlu olarak danışanlarımla yaptığım görüşmelerde, en sık karşılaştığım konulardan biri ilişkilerde iletişim güçlüğüdür. Çoğu kişi ilişkilerinde çok konuştuklarını, ama bir türlü “anlaşılmadıklarını” ifade eder. Çünkü aslında hepimiz konuşuyoruz ama dinlenmiyoruz. Gerçek bağ kurmak, yalnızca kelimelerle değil, kalpten bir temasla mümkündür.

İletişim Nedir, Ne Değildir?

İletişim çoğu zaman bir konuşma eylemi olarak görülür; oysa iletişimin özünde anlam paylaşımı vardır. Kimi zaman sessizlik bile bir mesaj taşır. Ancak günümüzde hız, stres ve dijitalleşme ilişkilerdeki derinliği azaltabiliyor. Eşler, ebeveynler ya da arkadaşlar; aynı evin içinde yaşarken bile birbirinden uzaklaşabiliyor.

Birçok danışanım, ilişkilerinde tekrar eden tartışmalar yaşadığını söyler. Aynı konular, aynı cümlelerle, defalarca konuşulsa da çözüm bulunamaz. Çünkü sorun genellikle söylenenlerde değil, duyulmayanlarda gizlidir. Dinlemek, anlamak için çabalamak; kelimelerin ötesindeki duyguyu fark etmek gerekir.

İlişkilerde Empati Kurmanın Gücü

Empati, karşımızdakinin dünyasına girebilme ve onun duygularını anlamaya çalışmaktır. Fakat empati çoğu zaman “hak vermek” ya da “aynı fikirde olmak” olarak karıştırılır. Oysa empati, sadece anlamaktır. Danışmanlık sürecinde çiftlerle çalışırken, en küçük empati adımının bile ilişkide büyük değişim yarattığını gözlemliyorum.

Bir çift seansında taraflardan biri şöyle demişti: “O beni anlamıyor, sadece cevap veriyor.” Aslında çoğumuz dinlerken karşımızdakini değil, ne söyleyeceğimizi düşünüyoruz. Gerçek iletişim ise savunmayı bırakıp, dinlemeyi seçtiğimiz anda başlar.

Sağlıklı İletişimin Temel Taşları

İlişkilerde sağlıklı iletişim için bazı temel ilkeler vardır. Bunlardan ilki, açık ifadedir. Duygularımızı bastırmak, zamanla öfke ya da uzaklaşma olarak geri döner. “Üzülür diye söylemedim” düşüncesi, genellikle duygusal mesafeyi artırır.

İkincisi, aktif dinlemedir. Karşımızdaki kişi konuşurken onu gerçekten dinlemek, cümlelerin ardındaki duyguyu fark etmek gerekir. “Seni anlıyorum” demek bazen tartışmayı sonlandırmaktan çok, bağ kurmayı sağlar. Üçüncüsü ise, yargısız bir tutum geliştirmektir. İlişkilerdeki çoğu çatışma, tarafların kendini savunma ihtiyacından doğar.

İletişim Problemlerinin Kökü

İletişim sorunları genellikle yüzeyde görünenden daha derin nedenlere dayanır. Geçmişten gelen duygusal yükler, çocuklukta öğrenilen ilişki kalıpları ya da bastırılmış öfke duygusu, bugünkü iletişim biçimimizi etkiler. Bazen bir cümle, geçmişte yaşanmış bir duyguyu yeniden tetikler. Danışanlarımla çalışırken en çok gördüğüm şeylerden biri; geçmişte anlaşılmamış bir çocuğun, bugün ilişkilerinde aynı duyguyu yeniden yaşamasıdır.

Bu yüzden terapi sürecinde yalnızca “nasıl konuşuyoruz”u değil, “neden böyle konuşuyoruz”u anlamak çok önemlidir. Çünkü gerçek iletişim, sadece tekniklerle değil, duygusal farkındalıkla gelişir.

Gerçek Bağ Kurmak Mümkün

Bir ilişkide asıl ihtiyaç, “haklı olmak” değil, “anlaşılmak”tır. Bazen yalnızca bir bakış, bir sessizlik ya da basit bir “seni dinliyorum” cümlesi, ilişkideki uzaklığı kapatabilir. Terapi süreci, kişilerin kendilerini ve birbirlerini yeniden duymalarını sağlar. Çiftler, aslında hep orada olan ama zamanla kaybolan o bağı yeniden keşfederler.

Gerçek bağ kurmak, mükemmel ilişki yaratmak değil, iki tarafın da kendi gerçekliğiyle var olabilmesidir. İletişim, bir köprü gibidir; ama o köprünün sağlam kalması, her iki tarafın da çabasına bağlıdır.

Sonuç: Dinlemek, Sevmektir

İlişkilerde en çok ihtiyaç duyulan şey, duyulmak ve görülmektir. Gerçek iletişim, sözlerin ötesinde bir kalp temasını gerektirir. Bazen bir ilişkiyi onaran şey, karmaşık cümleler değil, sessizce kurulan bir empati bağıdır.

Unutma; dinlemek, sevmektir. Çünkü karşımızdakini gerçekten dinlediğimizde, ona “sen değerlisin” mesajını veririz. Ve işte o anda, ilişkideki en derin iyileşme başlar.